PORTRELER 5 EGE’DE ÖLEN İNSANLIK: AYLAN BEBEK

Dostlar,
İkinci dünya savaşı sırasında en büyük acılardan birisi yaşanır: Atom bombası felaketi. Bu acıyı binlerce kilometre uzakta bir şair, kalbinin en derin noktasında hisseder ve bir şiir yazar: Nazım Hikmet, Kız Çocuğu.

Tarix: 15-12-2015 // saat: 17:23
PORTRELER 5
EGE’DE ÖLEN İNSANLIK: AYLAN BEBEK
Dostlar,
İkinci dünya savaşı sırasında en büyük acılardan birisi yaşanır: Atom bombası felaketi. Bu acıyı binlerce kilometre uzakta bir şair, kalbinin en derin noktasında hisseder ve bir şiir yazar: Nazım Hikmet, Kız Çocuğu.
Yıllar, yıllar sonra değişen bir şey olmadığını haykıran bir olayda aynı duygu seline ben de kapıldım: Ege’de Ölen İnsanlık, Aylan Bebek.
Nazım’ın şiirini bugüne çevirmek ve uyarlamak o kadar kolay ki şaşarsınız. Sanki bu acılar her zaman nükseder, bu şiir her çocuğun susun kalbinden çağlar, der gibi.
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Ege sahilinde öleli
oluyor bir tam yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Ellerim dondu önce,
gözlerim yaşla doldu.
Bir avuç kum oluverdim,
ölüm sahile savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
sahile vuran çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
Dostlar,
Bu acıyı anlatmak o kadar zor, o kadar zor ki, insanın kalbi yanarken yazması imkansız hale geliyor. Ancak farklı bir noktadan konuya yaklaşıp biraz daha canınızı sıkmak istiyorum.
Dostlar,
Bana göre Aylan bebeğin portresi şöyle çizilmelidir:
Suriye’nin güzel bir şehrinde, daha deniz görmemiş bir bebek olarak dünyaya gelen Aylan, denizi ilk gördüğü gün hayatını kaybetti. Bu kadar!
Peki bu melek bebeği Ege sahiline getiren en önemli faktör nedir? Maalesef anne ve babası.
Bana kalpsiz diyenler çıkacaktır; ancak bence Aylan bebeğin ölümünde Beşer Esed’in suçu ne kadar büyükse, Aylan’ın anne ve babasının da suçu o kadar büyüktür. Kim ne derse desin, kalbini ve ülkesini Ensar gibi tüm Suriyeli kardeşlerine açan Türk kardeşlerine rağmen “daha iyi” için bu riske çocuğunu atan insanlara en katı cezalar kesilmelidir. O bota bindiğinde çocuğunun öleceğini bilecek kadar acıklı ve bilinçli bir intihardır bu.
Aylan bebek, senin katilin maalesef nefsinin sesini dinleyen ve bunun peşinden denize açılan annen ve babandır.
Biliyorum bu yazı, olay olduğu gün yazılamaz; ancak şimdi tam zamanı.
Dostlar,
Yedi çocuğunu aynı denize, aynı sahilde kurban veren cahil cesareti ile dolu bu anne babalar artık ceza olarak bir şeylerden korkmalı. Korkutulmalı.
Yoksa daha çok, daha fazla Aylan’lar sahillerin kalp yakan görüntülerine dönüşecek.
Avrupa’ya kaçmaya çalışan kardeşlerime seleniyorum:
Size kalp ve kapılarını açan Türk kardeşlerinize Ensar gibi güvenin; Muhacirlerin sabır ve ağırbaşlılığını gösterin. Allah size de Mekke’nizi hediye edecektir. Sabır, sabır, sabır! Sabırın kendi acıdır ama meyvesi tatlıdır. Bu günler de geçip gidecek; ama Aylan bebekler geri gelmeyecek.
Tekrar Nazım gibi söylüyorum, Aylan bebek ağzından:

Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Ege sahilinde öleli
oluyor bir tam yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Metin HAKVERDİOĞLU

Özəl Xəbər
Son şərhlər
Siz də yazın
SİZ DƏ YAZIN