BIRAKMA YA RABBİ

Sevgili Dostlar,
Bir ateş çemberinden geçtiğimizi ve yanmamak için çok dikkatli olmamız gerektiğini herhalde herkes kabul eder. Bu ateşi biz yakmadık, bu ateşi biz harlamadık ama inanın, bu ateşi bizden başka kimse söndüremeyecek.
 

Tarix: 13-10-2015 // saat: 14:18
Sevgili Dostlar,
Bir ateş çemberinden geçtiğimizi ve yanmamak için çok dikkatli olmamız gerektiğini herhalde herkes kabul eder. Bu ateşi biz yakmadık, bu ateşi biz harlamadık ama inanın, bu ateşi bizden başka kimse söndüremeyecek.
Dostlar,
Beni sübjektiflik ve hayalperestlikle itham eden birkaç arkadaşıma şunu sormak isterim: Siz duanın ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
Dua, hayal ettiğimiz sübjektif şeylere kavuşmak için Allah’a açılan kalbin sesidir. Dua, olması imkansızların, olması için kalbe dolan hayallerin sesidir. Ben de hayal ediyorum, sübjektif çıkarımlarda bulunuyorum, dua ediyorum; ama biliyorum ki hayal etmek ve dua etmek en yüce makamdan istemenin yoludur.
Dostlar,
Dünyada iki medeniyet algısı mevcuttur: birincisi, kaostan beslenen medeniyet; ikincisi, kozmostan beslenen medeniyet. Bunlardan hangisi “başat aktör” olarak dünyayı yöneten güç olursa dünya o algıya mahkum olur.
Şu anda dünya kaostan beslenen bir medeniyet algısı ile yönetiliyor ve bu medeniyet(sizlik), Bush doktrini ile düşmanı evinde yok etmeye yeminli. Yani yaptıkları şu: Kendilerine tehlike arz edecek her ülkeyi potansiyel düşman ilan etmek ve o ülkeyi kendi içinden yıkmak. Bu da bazen yetmez; üçüncü bir ülke de o alanda kavgaya girişir. Olan daima potansiyel düşman ilan edilen ülkenin halkına olur.
Örnekler çok ama size Suriye’den örnek vereyim. Suriye, şu anda Batının kaos çıkarma alanıdır. Bu alanda insanlar birbirini yerken, akıllarına asıl düşman gelmeyecektir. Çıkarılan kaos artık o kadar karışık olacak ki, kim dost, kim düşman bilinemeyecektir. Şu anda Suriye’de ABD düşman mı, dost mu? Rusya dost mu düşman mı? Eset dost mu düşman mı? Türkiye dost mu düşman mı?...
Dediğim gibi asıl sorun, kaosu çıkaranların kurtarıcı olarak sahaya dönmeleri ve ellerinden geldiği kadar işi karmaşık yapmalarıdır. Açık ve net görülüyor ki artık savaşlar ABD ile Rusya arasında olmayacak; AB ile Çin arasında olmayacak, her zaman üçüncü bir ülkede birbirlerini tartacaklar. Sonuçta, olan üçüncü ülkeye olacak.
Yani dostlar, köyün iki ağası kavga edecekler ancak kavga mahalli olarak zavallı çobanın evini seçiyorlar. Güçlerini göstermek için çobanın iki oğlunu birbirine düşürüp, silahlandırıyor ve kavgayı yönetiyorlar. Böylece çobanın evi harap oluyor, çobanın çocukları ölüyor, çobanın karısı ağlıyor.
Dostlar,
Bu kaos senaryosu kapımızda: Ankara’da.
Çoban mı olacağız, ağa mı; yoksa kaosa hayır, diyen ve kozmosu kuran nizam-i âlem mi diyeceğiz. Karar verelim. Biz çoban gibi güçsüz oldukça kapımıza daha çok ağalar dayanır.
Ya güçlü birlikler kuracağız, Turan gibi, ya da kaderimize razı olacağız.
Dostlar,
Yine dua diyorum, yine sübjektif şeyler söylüyorum; Arif Nihat Asya gibi:

Biz, kısık sesleriz...minareleri,
Sen,ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!
Mahyasızdır minareler...göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allahım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allahım!
Bize güç ver...cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allahım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah'ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah'ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah'ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah'ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız;
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım!
Amin, amin, amin…
Metin HAKVERDİOĞLU
 

Özəl Xəbər
Son şərhlər
Siz də yazın
SİZ DƏ YAZIN