Dostlarım, geliniz “dost” kelimesini en çok kullanan bu insanı biraz daha yakından tanıyalım. Size malumat-füruşluk yapıp, “Ben Gemuhluoğlu’nu şöyle tanırdım, böyle tanırdım.” demeyeceğim. Diyemem de zaten; çünkü 39 yıl önce Hakk’a yürüyen bir insanla tanışacak kadar yaşım yok benim. O halde geliniz, ölümsüz dostlarımızdan “kitaplardan” onu tanıyalım, güzel sözlerinden onu tanıyalım, değer verdiğimiz insanların gönlünde edindiği yerle tanıyalım onu.
Önce kendi sübjektif görüşlerimi paylaşmak isterim:
Fethi Gemuhluoğlu, “Yaratılanı hoş gör, Yaratan’dan ötürü” diyen bir gönül adamıdır, Yunus’un 70’li yıllardaki sesidir.
Fethi Gemuhluoğlu, “Sağ ve sol insan bilincine giydirilmiş bir deli gömleğidir, ne sağım, ne solum” Hakk’a giden doğru yolum, diyebilme yürekliliğini göstermiş, 70’lerin ikinci Cemil Meriç’idir.
Fethi Gemuhluoğlu, “İnsana dost olmak, fikre dost olmak, coğrafyaya dost olmak, tarihe dost olmak, kendi vücuduna dost olmak, komşuya dost olmak gibi kademe kademe ama entegre bir bütün içinde tüm dostluklar söylenmeye mecburdur, bütün dostluklar söylenmelidir.” diyen dostluk habercisidir, 70’li yılların “Sevgileri yarınlara bıraktınız." diyen ikinci Behçet Necatigil’idir.
O, Mareşal Fevzi Çakmak'ın cami avlusundaki boynu bükük tabutunu askerlerin elinden alıp Turgut Özal gibi gençlerin omzunda "Allahu ekber" nidaları ile kabrine kadar taşıtan, korkusuz aksiyon adamıdır.
Fethi Gemuhluoğlu, “Uykuya dost olmayalım. Her şeye dost olalım uykuya dost olmayalım. Her şeye dost olalım, politikaya dost olmayalım. Her şeye dost olalım, hırs-ı mâl ve hırs-ı câha dost olmayalım. Her şeye dost olalım; paraya dost olmayalım.”diyen 70’lerin Materyalistlerine vurulan ilk tokattır.
Fethi Gemuhluoğlu, “Ben aşksız insanlar görüyorum: Huzur içinde uyuyorlar, gidiyorlar, gülüyorlar, vitrinlere bakıyorlar; hâlâ büyük pazarlıklar peşindeler.”diyen 70’lerden bugünleri gören ve tedbir için kendini yakan bir pervanedir.
Gemuhluoğlu, Elazığ'ın Harput ilçesinin Gemuh köyünden çıkan bir ailenin, İstanbullu evladıdır. Nereden geldiğini ve ne yüce bir medeniyete sahip olduğunu bilir bir Türkmen çocuğudur.
Fethi Gemuhluoğlu, “Peygamber-i Ekber geceleri Hakk'a aid idi, teheccüdle; gündüzleri tebliğ ile halka aid idi.”diyen 70’lerin “Allah- Peygamber” diyenlerin cezalandırıldığı atmosferinde iman yolunda cihat eden, Bediüzzaman’ıdır.
O, Cahit Zarifoğlu’nun deyimiyle “Tek başına bir okuldu.”
O, Necip Fazıl için “Fikir ve çile birliği kökünde yekpâreleştiğimiz büyük ve sevgili dost”tu.
İsmet Özel der ki: "Bize kendi kuşağı içinde en sağlam çizgiyi aktarabilenlerden biriydi."
O, 1969 yılından itibaren Türk Petrol Vakfı Genel Sekreterliği, Aydınlar Ocağı ile Türk Edebiyat Cemiyeti'nin İstişare Kurulu ve Anadolu Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği ve pek çok hayır kurumunun da yöneticiliğini yapar, halkın zenginliğini halkın gençlerine ulaştırmak için hayatını hayır yapmaya, burs vermeye adar.
O, “Kişi düştüğü yerden kalkar ayağa. Sanatla başladı yurdumuzda yabancılaşma; gene sanatla atılacak yurt dışına.” dediği için eleştirilen; ancak haklı çıkan bir fikir savaşçısı idi.
O, “Kendine dost olmayanlar, gayrıya dost olamazlar.”diyen bir şahsiyet inşaacısıydı.
“Kasap olma, cellat olma, dellal olma elbet bunları yapacak birileri var amma sen olma!” diyen gençlik rehberi idi.
Bugünleri görüp, “Anadolu bozkırı, ilim tahsil eden gençlerle
yeşerecek, gönenecek, bereket kesilecektir.” diyen bir ileri görüşlü aydındır, münevverdir.
0, Siyasetin akıl danıştığı bir adamdı; ancak aklını politikanın iki yüzlülüğüne bulaştırmayan bir insandı.
Dostlar,
Size, naçizane tavsiyem, Türk milletinin zor günlerindeki münevverlerini fırsat buldukça inceleyiniz. Göreceksiniz ki örnek alınacak onlarca şahsiyet size meş’aleler yakmış bekliyor. İşte bu yüzden diyorum ki, benim ölümümden sonra benzetileceğim kişi, Gemuhluoğlu olsun, Necip Fazıl olsun, Ali Fuat Başgil olsun, Yunus olsun, Mevlana, Mir Hamza Nigarî olsun; ancak, inşallah bölen, çalan, satan, yıkan kişiler olmasın. Amin.
Metin HAKVERDİOĞLU