Dostlar,
Türkiye’de büyük bir ekseriyet aşağıya çatdıracağım şiiri anlamaz. Bakalım, Azerbaycan’daki gardaşlarımız üç yüz yıl önce yazılan bu şiiri açıklama yazmadan anlayabilecekler mi? Kanaatim şu ki, ata yurdumuzda dilimiz daha iyi korunmuş ve büyük bir kelime kayıbı yaşanmamıştır.
Atasözlerini beyitler halinde ölümsüzleştiren bu çalışma, Me’alî adlı bir Lale Devri şairine ait:
Me’ālī-nām Şā‘irüñ Ḍurūb-ı Emŝāli Ḥāviye Naẓm İttügi Ḳaṣīde-i Ḫoş-āyendedür.
Gele ey kilk-i Sinimmār-ı belāġat-me’ŝer
Eyle bir vādi-i nā-reftede bir-pāk eŝer
Ne eŝer ṭarḥ-ı dil-ārā ki anuñ her beyti
Ola gencīne-i emŝāl-i mezāyā-yı siyer
Oldı gerçi ḳudemā zaḥme-güşā-yı ma‘nā
Līk bu gence daḫi bulmadı bir kimse ẓafer
Yüz sürüp ‘arż idelim pīşgeh-i düstūra
Belki maḳbūl ola bu tuḥfetü′l-emŝāl-i ‘iber
Öyle düstūr ki ḫāk-i der-i vālāsın anuñ
Ṣaḳınur dīde-i bed-ḫˇāhdan erbāb-ı naẓar
Ḥażret-i āṣaf-ı hem-nām-ı Ḫalīlü′r-Raḥmān
Ya‘ni dāmād-ı şeh-i ‘ālem-i ṣāḥib-efser
Hele ben bildigüm oldur ki ne geldi ne gelür
Öyle bir āṣaf-ı ẕī-şān-ı tevābi‘-perver
Mükrim ü mültefit olsa n′ola ehl-i ‘irfān
Yine ḳadrin bilür ehl-i hünerüñ ehl-i hüner
İtmeyüp kimseyi nā-ḥaḳ yere aṣlā dil-gīr
Luṭf ile eyledi dünyāyı ‘abīd ü çāker
Hīç dirīġ eyleye mi sāyesin ednālardan
Ḫāke hemvāre düşer pertev-i mihr-i ḫāver
Bāġ-ı cūduñ ŝemerātı hele olsun ẓāhir
Görelüm biz de bizim ṭāli‘ümüzden ne biter
Āṣafā bendesiyem ḥāṣılı bu dergāhuñ
‘Ömrüm itdi ḫidamāt ile seferlerde güẕer
Ḥamdüli′llāh zamānuñda olup āsūde
Fuḳarā vü żu‘efā ḫoş yiyüp ḫoş geçer
Ola mādām ki her sāl feraḥ-efzāda
Māh-ı mevlūdına ḫātime-i şehr-i ṣafer
Müsned-ārā-yı vezāret olasın devlet ile
İtmeye ṭab‘uña bir vech ile īrāŝ-ı keder
Bir birin eyleye ta‘ḳīb nüvīd-i nuṣret
Dā’imā düşmen-i bed-ḫˇāhuñ ola zīr ü zeber
‘Andelīb ile nihāl-i güli vaṣf itme yeter
Daldan dala ḳonar ekmedigüñ yerde biter
Sitem ü cevrini meh-pārelerüñ ḫoş görelüm
Ne iner ṣavb-ı semādan ki ḳabūl itmeye yer
Bu çekişlerle cefāsın o kemān ebrūnuñ
Göresin ṣaḥn-ı maḥabbetde göñül ṭaş diker
Rīziş-i giryeden olmaz müteraḥḥim her dil
Ḫāk-i nā-münbiti ıṣlāḥ idemez reşḥ-i maṭar
Didiler yerde yatan yüzlere baṣmaz kimse
Rif‘ati żımn-ı tevāżu‘da bulur nev‘-i beşer
Buradan añla tevāżu‘da olan ḥālātı
Ṣular alçaḳlara hep aḳmadadur şām u seḥer
Hep tażārru‘la olur vāṣıl olan maṭluba
Meme virmez uşaġa aġlamayınca māder
Ne ḳadar şey-i ḥaḳīr olsa hedāyā ḫoşdur
Sirkenüñ müfti ‘aselden de gelür şīrīn-ter
Ḫaberüñ var mı el-insānül-‘indel-ihsān
Var bu ma‘nāya daḫi nice aḥādiŝ ü eŝer
Ḥırṣ-ı rāzı olan az ile ḳanā‘at mı ider
Bu yimez dime ṣaḳın var ise aġzı o da yer
Ṣabr u tedbīr ü te’ennī ‘uḳalā ‘ādetidir
‘Acele itmek ile menzil alınmaz dirler
Gül-i bāġ-ı emel-i zūd-resān-ı ümmīd
Çoḳ da ḫandān olamaz tīz biten tīz yiter
Dūr düşmez bu meŝeldir şecerinden mīve
Her fürū‘ hükm-i ṭab‘iyyetle belī aṣla çeker
Nīk ü bed itdigin elbette bulur āḫir-i kār
Lā-cerem her kişi ne ekse yine anı biçer
Olamaz kimse cezā-yı ‘amelinden sālim
Her kişi ḳazduġı çāha yine kendüsi düşer
Mevḳi‘inde ġarazın itmeyüp icrā nice kes
Güci yetmez eşegi dögmege pālānı döger
Görelim biz hele melzūmı levāzım ḥāżır
Eşek olmaḳda ṣaded yoḫsa bulunmaz mı semer
Geçme ardına ḫuyın bilmedigüñ ḥayvānuñ
Atalar pendin unutma ṣaḳın ey cān-ı peder
Üstüñe gelmeyenüñ üstine sen de varma
El-ḥazer ḳuyruġına baṣma uyurken ejder
Kesmedigüñ eli öp başuña ḳo çāre nedür
Çünki murdāre müdārā iledir sedd-i żarar
Ne kesilür ne sükūnet bulur emvāc-ı ḥased
Ṣu uyur düşmen-i bed-ḫˇāh uyumaz şerre yiler
Ḫaṣmuñ ardınca ḳoġup gitme idersin teşcī‘
Kim bilür cānı acırsa eşegüñ atı geçer
Ḳays el-leyletül-hablī diyerek çekmedi ġam
Sen daḫi ‘ārif iseñ al delüden uṣlu ḫaber
Er ölür nāmı ḳalur at ölür meydānı
Eyüler iylük ile yād olınur tā maḥşer
Kār-ı taḳdīre müfīd olmaya tedbīr-i ḥekīm
Ölecek ḥasteye şerbet de virür ża‘f-ı diger
Yol eri yolda gerek ġayrısı ṭursun ‘āşıḳ
Evvelā kendüñe peydā ide gör zād-ı sefer
Ḳudemā gitdi ise yoḳ mı daḫi bāḳīler
Ḥamdüli′llāh tehī ḳalmadı meydān-ı hüner
Pend-i pīrānı idüp ṭarz-ı meŝelde īrād
İtdüñ ey kilk-i Me’ālī yine bir tāze eŝer
Metin HAKVERDİOĞLU