Sevgili dostlar,
Bazen popüler konulara fazla daldığımı ve asıl görevimi unuttuğumu fark ediyorum. Biliyorum ki benim görevim edebiyatının denizine dalmak ve oradan inciler çıkartıp siz sevgili okurlarıma sunmaktır.
Bu yazımda, bu aslîgörevime dönüp sizlerle şiirlerimi paylaşmak istiyorum.
Dostlar,
Bilirsiniz, dünyada başka bir dile çevrilemeyen tek, yegane edebî verim şiirdir. Şiiri başka bir dile çevirmek şu temsile benzer: Bir bülbülü, sesi güzel diye öldürüp başka bir ülkeye göndermek ve orada güzel ötmesini beklemek. Şiir de başka dile geçtiğinde ölmüş olur, asla aynı güzel anlam ve ahengi veremez.
Gelin biraz gazel okuyalım ve eski şiirin rüzgarı ile içimizi titretelim. Bu gazeller bendenize ait deneme tarzında, nazire tadında ve öykünme seviyesinde şiirler. Sizlere de naçizane tavsiye ederim, içinizde bir şair varsa onu suskun bırakmayınız. Belki bir sözünüz, bir beytiniz Bakî’nin şu beytine karşılık gelir de sonzuza kadar adınız baki kalır:
Âvâzeyi şu âleme Davud gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sada imiş
İşte, baki kalmasını istediğim gazellerim:
Gazel (Mihrî bugünün dilinde yazsaydı…)
Fâilâtün Feilâtün Feilâtün Feilün
Ben umardım ki seni yar ve vefadar olasın
Ne bilirdim ki canım böyle cefakar olasın
Bil ki sen cevr kitabından beni eksik komadın
Dostluğun hakkı ise ancak ola var olasın
Reh-i aşkında neler çektiğimi ey dost benim
Bilesin bir gün ola ‘aşka giriftar olasın
Sözüme uymadın ey asılası kalp dilerim
Zülfün uçlarına hep asıl da berdar olasın
Sen ki can gülşeninin bir taze gül goncasısın
Ne revadır ki her eğri dikene yar olasın
Beni âzâde iken aşka giriftar eyledin
Göreyim sen de benim gibi giriftar olasın
Beddua etmedim amma o Hudadan dilerim
Bir senin gibi cefakara heveskar olasın
Şimdi bir halde ki gönlüm acıyan düşmanına
Der ki Lâ Edri gibi sen de siyahkâr olasın
GAZEL
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
Geçersem gonca güller tek şu âlem-i emânetten
Kokan benden değil senden solan benden değil senden
Gülersem bin saadetten uçarsam bir kerâmetten
İnan benden değil senden yalan benden değil senden
Eğer bir gün şu dünyâ mâvi düşler kurdurursa yâr
İnan benden değil senden cinan benden değil senden
Adım Mecnûn yönüm çöllerse hep inlersem âh zâr zâr
Figan benden değil senden inan benden değil senden
Kerem yanmışsa Aslı’mdan Mem’im ölmüş Zin aşkından
Giden benden değil senden ölen benden değil senden
Metin gönlün harâb olmuş bu aşklardan kebâb olmuş
Serâb olmuş türâb olmuş yanan benden değil senden.
Gazel ( Mir Hamza Nigari’ye)
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Sana ey gonca gülüm yar mı nigarım mı diyem?
Yoksa kalbimde yanan şûle-i nârım mı diyem?
Bilmezem gözlere âfet sana cennet mi denir?
Şaşmışam âh gül-i ra’nâ per-i hûrim mi diyem?
Belki bir gün sana gelmek yine mümkün olacak,
Peki gelsin dediğin gün sana yârim mi diyem?
Bir saadet demi olsun yaşasın senle gönül,
Mâi hülyâ deli deryâ sana vârım mı diyem?
Gel Metînî bu gönül hânesi vîrân olusar,
Ona şimden girü külhan sana hârım mı diyem?
GAZEL (Fatih Sultan Mehmed’e )
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Tâze goncam gül ki bir gün mutluluk elden gider
Bir bakarsın bülbül ölmüş ses soluk elden gider
Aynı dünyâ aynı hülyâ aynı mâî kubbeden
Kâm alınmaz hep inan ki pek çabuk elden gider
Her ne gün kî sensiz olmak belki mümkündür derim
Sen nigârın kâmetin gördükte ok elden gider
Bir ateş gözden çalınmış türlü fitnen var senin
Ol gözün efsunlamış kî varla yok elden gider
Bilmedim ben, sen neyimsen, hem senin ben neyinem
Buldu Lâ Edrî murâdın her mülûk elden gider
Metin HAKVERDİOĞLU