Sevgili Dostlar,
Baharın güzel yüzünü iyiden iyiye gösterdiği şu günlerde, dünyanın tüm faniliğine rağmen cennete nispet ettiği şu mevsimde, çiçeklerin, semenilerin Allah’ın Musavvir sıfatını fısıldadığı şu anlarda “nevruz” bayramını kutluyoruz. Belki Azerbaycan’daki dostlar bu sözlerime, kalpten bir “eveeeet!” diyecekler; ancak Türkiye’deki ve Avrupa’daki kardeşlerim “Benim haberim yok!” diyerek şaşıracaklar.
Dostlar,
Gerçekten de bir gelenek öldüğü zaman onubir daha diriltmek imkansızdır. İşte nevruz geleneği de ülkemizde öldü, gitti. Şimdi onu ne kadar diriltmek istesek de olmuyor, olmuyor… Geleneğin canlı bir varlık gibi düşünülmesi ve öldüğü takdirde bir daha canlandırılamayacağının bilinmesi lazımdır. Resmi kutlamalarla bayram olmuyor.
İşte Dostlar,
Dünyanın baharla buluştuğu, çiçeklerin dünyayı selamlamaya başladığı, her şeyin yeniden hayat bulduğu bu güzel günlerde, üzerimizde bir kış uykusu hakim. Neden bizler de baharın geldiğini bir semeni ile, bir lale ile, aile içi güzel adetlerle fark edemiyoruz? Çünkü biz bu güzelliği yok ettik.
Dostlar,
Kırk yıl kadar yasaklanan Nevruz Bayramı bir anlamda ülkemizde ayrışmaların da bir vesilesi yapıldı. Mesela Kürt kardeşlerimiz bu bayramı gizli gizli kutladıkları için kendi bayramları zannetti. Biz Türkler ise yasağın etkisi ile geleneği unuttuk. Sonra birleri kulaklarımıza fısıldadı; onlarla sizler farklısınız; bakınız, onların nevruz bayramı var sizin ise yok!
İnanın yıllarca böyle düşünen insanlar yetiştirdik, durduk. Ne oldu? Sonunda aynı geleneği binlerce yıldır yaşatan iki millet birbirinden bir konuyla da olsa farklılaştırıldı. İyi mi oldu? Aslında en ortak olan noktamız “nevruz “ iken birilerinin hatası ve birlerinin kışkırtması ile koptuk.
Mehmet Akif’in dediği oldu: Girmeden tefrika bir millete düşman giremez
Toplu vurdukça kalpler onu top sindiremez
İşte tefrika girdi ve bizi kırk yıl birbirine kırdıran bir oyun tezgahlandı. Kazanan!?
Dostlar,
Bahar bayramı olan nevruz bizim bayramımız değildir; hepimizin bayramıdır. Onu kutlayan topluluklar din olarak bile farklıdırlar; ancak aynı coğrafyanın, aynı kültürün insanlarıdır; onlar Doğu toplumunun kardeş insanlardır. Elimizde birlik beraberlik için ne kadar çok imkan olduğunu görsek, ne İran-Turan çekişmesi kalır, ne Türk-Kürt ne de Alevi- Sünni.
Gelin bu bayramda şairin dediği gibi bahar güneşine sevgiyle seslenip mutlulukları davet edelim:
Bir bahar bulutu ol da gönlüme
Yağ be çisil çisil bahar güneşim
Şu kuru kalbimi bahar yelinde
Duy be fısıl fısıl bahar güneşim
Sanma ki zincirler bileklerime
Bağ be şakır şakır bahar güneşim
Çiçekli bir umut salıp ömrüme
Gül be ışıl ışıl bahar güneşim
Saadet hükmünü alıp eline
Gel be tıpır tıpır bahar güneşim
Bir eşsiz gülüsün gönül bağımın
Gez be tiril tiril bahar güneşim.
Nevruzunuz mukaddes olsun,
Newroz piroz be,
Happy nowruz,
Nevruz-ı mubarek,
Nevruzunuz kutlu olsun.
Metin HAKVERDİOĞLU